Türkiye' de Kayak


 Eski Türkler ve Osmanlılar, zorlu doğa koşullarına karşı koyabilmek amacıyla "İvik" adını verdikleri ve bir anlamda kayak görevi gören ayakkabılar giyiyorlardı. O dönem devlet adamları ve padişahlarının gerekli ilgiyi göstermemesi nedeniyle, kayak sporu ülkemizde hiçbir gelişme gösteremedi ve zamanla unutuldu. Modern anlamda kayağın tanınması ise, Silahlı Kuvvetler'in 1915'te askeri amaçla kurmuş olduğu kayak birlikleri aracılığıyla gerçekleşti. Aynı yıl Erzurum Kerim Hitli Tabyası'nda açılan kayak kursunda Avusturya'dan getirilen Alberth Bilstein önderliğinde, orduda kayağa başlandı ve Arif Hikmet Koyunoğlu, Cemal Dursunoğlu, Kemal Hasip gibi ilk kayakçılar yetişti. 1917 yılında ise Erzincan'da dört bölükten oluşan kayak taburu kuruldu. Aynı dönemde ilk kayak okulu da Hikmet Koyunoğlu tarafından Suşehri'nde (Buldur Köyü) açıldı.
 1933 yılında Galatasaray lisesi öğretmenlerinin Uludağ'a çıkarak kayak yapmaları ile bu spor yeniden canlandı. 1933-1934'te Bursa Halkevi'nin Uludağ'da, Ankara Halkevi'nin Elmadağ'da, Erzurum Halkevi'nin Palandöken'de düzenledikleri kayak faliyetleri önemli hareketler oldu. Kayağın, 1935'te Latif Osman Çıkıgil'in başkanlığında Dağcılık ve Kış Sporları Federasyonu'na bağlanması ile birlikte, Türkiye'de rezmi kayak faliyetleri de başlamış oldu. Bu konuda Ankara'daki Yüksek Ziraat Enstitüsü spor öğretmeni Riedel, Türkiye'ye gerçek anlamda kayak sporunu sokan ve ilk kayakçıları yetiştiren kişi olurken ilk Milli Kayak Takımı'mız onun Yüksek Ziraat Enstitaüsü'ndeki öğrencilerinden oluşturuldu. 1936'da Kayak Federasyonu'nun kurulmasıyla birlikte aynı yıl kayakçılarımız ilk kez olimpiyatlara katıldılar. Deneyimsiz Türk kayakçıları dünyanın en seçkin kayakçılarının katıldığı bu Kış Olimpiyatları'nda başarılı olamadılar. Bunu izleyen yıllarda kayak daha çok eğlence sporu olarak algılandı ve yaygınlaştı. Asım Kurt'un Dağcılık ve Kayak Federasyonu Başkanlığı'na gelmesi ile kayak sporu yeniden canlandı ve başta Uludağ, Erciyes, Elmadağ'da olmak üzere kayak merkezleri oluşturularak sporcu yetiştirilmeye başlandı. Türkiye'de uluslar arası kurallara uygun ilk kayak yarışması 1944'te Asım Kurt'un çabalarıyla gerçekleştirildi. Türk kayakçıları 1948 Saint Moritz, 1952 Oslo, 1956 Cortina d'Ampezzo, 1960 Squaw Valley, 1964 Inssbruck Olimpiyatları'na katılmalarına rağmen başarılı olamadılar. 1968 Balkan Şampiyonası'nda Burhan Alankuş 8.liği elde ederek, o güne kadar uluslar arası alanda alınmış olan derecelerin en iyisini yaptı. 1970 yılında Uludağ'da yapılan Balkan Şampiyonası'nda, Kuzey Disiplini Gençler Kategorisi'nde Sarıkamış bölgesinden Rıdvan Özbek, Balkan Şampiyonu oldu. 1975 yılında yapılan Balkan Kayak Şampiyonası'nda ise Genç ve Büyük Erkekler Kategorilerinde takımlarımız Balkan 3.sü oldular. 1981 Balkan şampiyonası'nda Türk Takımı (Gençler) 4x10 km. bayrak yarışında bronz madalya kazandı. Ülkemizde kayağın gelişebilmesi için Kayak Federasyonu tarafından her yıl kayak antrenörlüğü ve öğretmenliği kursları, minikler için kayak kampları açılmaktadır.
 Ülkemizde kayak sporunun geliştirilebilmesi için kayak yapılan illerde her yıl sömestr tatillerinde Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri tarafından 7-15 yaş gruplarını kapsayan kayak kursları düzenlenmektedir. Ayrıca Türkiye'nin gösteri amaçlı en büyük kış sporları organizasyonu "Karadam Kayak Yarışları" 1983 yılından beri Uludağ'da yapılmaktadır. 

Türkiye' de Kayak - Türkiye'nin En Gözde Kayak Merkezi Bursa Uludağ Hakkında Herşey
Eski Türkler ve Osmanlılar, zorlu doğa koşullarına karşı "İvik" adını verdikleri ve bir anlamda kayak görevi gören ayakkabılar giyiyorlardı. Ülkemizde kayağın gelişimi için Kayak Federasyonu her yıl kurslar ve miniklere kamplar açmaktadır.
kayak,Türkiye' de Kayak,kayak sporu,uludağ,kayak kursları,kayak yarışları,bursa,Kerim Hitli Tabyası,ivik,doğa koşuları,Alberth Bilstein,Arif Hikmet Koyunoğlu,Cemal Dursunoğlu,Kemal Hasip,Kış Olimpiyatları,Rıdvan Özbek,Balkan Şampiyonu